Halloween konusuna girmeden önce birkaç bilgi vermekte fayda görüyorum. Hurafe ve batıl inançların hayata egemen olması, dinin yanlış anlaşılması ve yorumlanmasına zemin hazırlamıştır. Bu yorumlama, binlerce ve hatta milyonlarca (yaklaşık 1 milyon ila 8 milyon arası) güçsüz ve zayıf insanın hayatına mal olmuş; onlar, en acımasız işkencelerle yakılarak öldürülmüşlerdir. Batı’da bu yolla öldürülenlerin % 90’ı kadındır.
1200’lü yıllardan 1750’lere kadar, yaklaşık 600 yıl boyunca Batı’daki bu insanlık dışı uygulamaların en güçlü referansı, Kilise ve onların ürettiği kaynaklar olmuştur.
Yaratıcının ‘din’ gönderme gerekçesi; ezilenlerin, hor görülenlerin ve hakları gasp edilenlerin haklarını korumak, hak ve adalete dayalı bir yaşam sağlamaktı; ne var ki öldürmeyi, zulmetmeyi, hakları gasp etmeyi meşru göstererek dinin sömürü ve istismar aracına dönüştürülmesi, yine ona inandığını iddia edenlerin aracılığıyla olmuştur.
Bilinmelidir ki hak ve adalet üzerine bina edilen ilahi din, ayrı bir dindir; hurafe ve batıl inançlar üzerine kurulan din, ayrı bir dindir. Birisi indirilmiş, olgunluğunu kanıtlamış bir dindir (sistemdir); diğeri, hak ve adalet karşıtları tarafından üretilmiş, uydurulmuş bir dindir (sistemdir). Birisi güven ve huzur veren bir dindir; diğeri korkular üreten ve insanı huzursuz eden bir dindir.
Dünyada en büyük kadın düşmanlığı, Batı’da meydana gelmiştir. Hem de en acımasız biçimde, hem de milyonları bulan sayıda…
Bu konuya başka bir yazıda değineceğim.
Halloween dilimizde bilinen adıyla Cadılar Bayramı, her yıl 31 Ekim tarihinde kutlanan son derece renkli ve eğlenceli bir bayramdır. Cadılar Bayramı’nın bilinen en belirgin özelliği, havanın kararmasıyla birlikte sokakları dolduran kostümlü çocuk ve gençlerdir.
Ellerinde renkli kovalarıyla kapı kapı gezerek şeker toplayan çocukları sevindiren büyükler, şeker vermemeleri halinde evlerinin yumurta yağmuruna tutulacağını bildiklerinden midir bilinmez ama o gün için en lezzetli şekerleri hazırlayarak önceden ışıklandırıp ‘korkunç’ temalarla süsledikleri evlerinde akşam olmasını beklemeye başlarlar. Kısaca Cadılar Bayramı yani halloween, evlerin kurukafa, örümcek ve hayalet gibi figürlerle süslendiği, akşam olduğunda kostümlü çocukların kapı kapı gezdirildiği bir bayramdır.
Günümüze mana ve şekil değiştirerek gelen birçok bayram gibi Cadılar Bayramı’nın da gerçek hikayesi, çocukları sevindirmeyi istemekten biraz daha uzaktır. Peki Halloween – Cadılar Bayramı gerçekte nedir?
Kısa Bir Halloween Tarihi
31 Ekimde kutlanan Cadılar Bayramı’nı, muhafazakâr Hristiyanlar ile tutucu Protestanların geneli yanlış buldukları için kutlamazlardı. Tabii bu durum da artık değişti.
Bayramın kökeni, eski Britanya’da pagan Keltlerin kutladığı Samhain Festivaline dayanmaktadır. Keltler 1 Kasım’ı yazın bitişi, kışın başlangıcı olarak kabul etmekteydi. (EQUİNOX) Söz konusu tarihte hayvan sürüleri yaylalardan dönmekte ve toprak ağaları ile arazi kira sözleşmeleri yenilenmekteydi.
Ölülerin, ruhlarının geçmişte yaşadıkları kendi evlerini ziyaret ettiğine inanan ve bu nedenle de kötü ruhları uzak tutmak için yaşanılan bölgelerin yüksek yerlerindeki tepelerde, evlerdeki ocakları tutuşturmak maksadıyla büyük ateşler yakılmaktaydı.
Ortalıkta dolaştığına inandıkları ruhlara tanınmamak için maskeler takıp değişik kostümler giyiyorlardı. Bu tür gelenekler sebebiyle Samhain Festivali zaman içerisinde iblisler, goblinler, periler ve cadılarla anılmaya başlama ile birlikte yaz sonu kentlerde ölülerin kutsandığı ve evliliklerin gerçekleştiği ilahi bir dönemi işaret etmektedir.
Romalılar 1. Yüzyılda Kelt topraklarını fethettikten sonra kendi ölüm festivalleri Feralia ve hasat festivalleri Pomonay ı Samhain ile birleştirdiler. 7. Yüzyılda ise Papa IV. Boniface 13 Mayıs’ta kutlanan Azizler Günü’nü eski kayıtlara göre ve gene muhtemelen Pagan Festivali’nin yerini alması için 1 Kasım’a taşıdı ve bundan sonra Azizler Günü’nün arifesi 31 Ekim’in kutsal kabul edilmesiyle birlikte Batılı dillerdeki Halloween (holy evening/kutsal akşam) oluverdi.
Ortaçağın sonlarında dinden bağımsızlaşmış (Laik) kutlamalar ile Hıristiyan Bayramı kaynaştı. Avrupa’daki Reform Hareketleri sırasında Protestan Hristiyanlar arasında, Halloween kutlamaları neredeyse son bulurken aksine Britanya’da dinden bağımsızlaşmış bir bayram olarak kutlanmaya devam etti.
Amerika’yya yerleşen ilk kolonilerde, diğer bazı bayramlar gibi Cadılar Bayramı – Halloween de yasaklandı. 1800’lü yıllarda, Cadılar Bayramı’ndan öğeler taşıyan Hasat Bayramı kutlanmaya başlandı.
19. Yüzyılda İrlandalılar ve Britanya’dan Amerika’ya göç eden çok sayıdaki göçmen, Cadılar Bayramı kostümlerini de beraberlerinde getirerek Cadılar Bayramı’nı ABD deki başlıca çocuk bayramı haline getirdiler.
Bayramın sembolü haline gelen balkabağının içi boşaltılarak gülen bir surat şeklinde oyulduktan sonra içinde mum yakılarak şeytani bir surat oluşturulmaya çalışılmaktadır. En yaygın tüketilen şekerleme elma şekeridir. Çocuklar toplu biçimlerde değişik kıyafetler giyerek kapı kapı gezerken ev sahiplerine Şaka mı, şeker mi? diye sorarlar. Şaka denirse çocuklar çeşitli muziplikler yapar. Şekerleme ikramı veya harçlık verilir çocuklara. Bu uygulamanın tarihi ise Britanya yoksullarının kapı kapı dolaşarak Ruh Keki toplaması geleneğine dayanmaktadır. Yetişkinler ise Bayrama en yakın hafta sonu cadı, hayalet, korku film karakteri gibi ilginç kostümlerle kıyafet baloları düzenler.
Türkiye’de Tartışılan Kutlama
Cadılar Bayramı’na çok benzeyen bir ritüel Türkiye topraklarında uzun yıllardır yaşıyor aslında. Fakat adı Cadılar Bayramı ya da Halloween değil, Kalandar.
Kalandar Nedir?
Kalandar, Trabzon ve civarında hem miladi takvime göre 14 Ocak’a denk gelen Rumi yılın ilk gününü hem de mahalli takvimde yılın ilk ayı olan ocak ayını tanımlamak için kullanılan terimdir. Trabzon’un kendi içindeki yörelerinde de Kalandar adetleri değişir. Kalandar sabahı, güneş doğmadan evdekilerden biri kalkar, evin her tarafına su serper, mısır haşlar ve evdeki çocuklara yedirir. Rızık meleklerinin evi ziyaret edeceği inancıyla tüm kapılar açılır. Kalandar gecesi köyün çocukları çeşitli tekerlemeler ve türküler eşliğinde horon oynar, ev ev gezerek kapıya iplere bağlı torbalar bırakır ve kuruyemiş, çikolata, meyve gibi yiyecekler toplar. Ayrıca, ayı ve şeytan gibi korkutucu kıyafetler giyerek gidilen evdeki çocukların korkutulması amaçlanır.
Kalandar’ın Latincede takvim anlamına gelen Calandae’den geldiği tahmin ediliyor ve Kalandar geleneğinin bölgede yerleşik Hristiyanlardan kalma bir Anadolu uyarlaması olduğu sanılıyor.
Hazırlayan: Emine Altuğ Altındal
Diğer blog yazılarımızı görmek için buraya tıklayabilirsiniz.